bugün
yenile
    1. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      unutamıyorum bu soruyu. geçen yıl dövme stüdyomun olduğu pasajdaki dükkanlardan birine klima takmak için gelenlerden bir genç arkadaş stüdyoma uğrayıp dövme fiyatı sormak için uğradı. "buyur otur" dediğimde, "üstüm başım kirli" dedi. bir anda aklıma bu soru cümlesi geldi. içim kıyıldı. "olur mu öyle şey, baştacısın, lütfen otur" deyip oturttuktan sonra kirli varsaydığı üstüne-başına ve gözlerine baktım. ne acayip, bizlerin hiçbirinin yüreği ve elbiseleri bu güzel insanların yüreği ve elbiseleri kadar temiz değil oysa. onlar üç kuruş ekmek parası için onurlu bir şekilde mücadele veren insanlar. ne kimsenin hakkını yiyorlar ne de çalıp çırpıyorlar. oysa bu ülkede rahat ve huzurlu yaşamanın yolu çalıp çırpmaktan geçiyor. geçen gün telefonla konuşurken öz abimin dediği gibi; "bu ülkede herkes her şeyin en iyisini istiyor ama gariban tayfa hariç hiç kimse hiçbir şeyi haketmiyor." sizlerin, yani üç kuruş ekmek parası için onuruyla çalışan tüm güzel insanların bir koltuktan-bir sedyeden daha değersiz hissetmenizi sağlayan bu düzenin, bu sistemin anasını avradını sikeyim ben! oysa bölsek dünyadaki tüm insanların acılarını ve mal varlıklarını, her birimiz çektiğimizi varsaydığımız acı ve bize ait olan şeylerden utanırız. bu yitikliğin, bu mahcubiyetin, bu sefaletin ve bu kendini bir koltuktan-bir sedyeden daha değersiz görme ruh halinin oluşmasında hepimizin payı var. bu yüzden allah hepimizin belasını versin. (bkz: sedye berbat olur gerek yok diyen yaralı işçi)
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
    3. 17
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öncelikle bu sözü duyduğumuz soma maden faciasının şehitlerine allah'tan rahmet diliyorum. benim için de unutulmaz kara bir anıdır bu söz. geçen sene dışarda bir işim vardı. o gün de şansıma sağanak yağış olduğu için abimden arabayı emanet almıştım. işlerimi halletmiş, abimin mesaisinin bitmesini beklemek üzere evin yolunu tutmuştum. o saatlerde yağmur da bardağı bırak, kovadan boşalırcasına yağıyor. her ne kadar abimin de olsa emanet araba diye en sağ şeritten ağır ağır seyrediyorum. yolda bir belediye işçisi dışında tek bir yaya yok. bir yerden bulduğu gazete parçasını başının üstüne koymuş ama nafile, gazete paramparça olmuş, kendine hayrı yok. arabayla yanına gittim, kornaya bastım. geldi kapıyı açtı. "gel abi seni gideceğin yere kadar bırakayım, daha fazla ıslanma" dememle beraber "abi ben zaten ıslanmışım bir de arabanı mahvetmeyeyim" dedi. aklıma başlıktaki söz geldi. benden en az 20 yaş büyük birinin bana abi dediğini ilk defa o zaman gördüm. "koltuk senden değerli mi abi, bin lütfen" diye ısrarlarımla anca ikna edebildim. kölelik sistemi sanayi devriminden sonra kalktı ama cebinde parası olanların günümüz koşullarında -kendi deyimleriyle-köleleri daha ucuza bulmanın da yolu açıldı. dünya o kadar kirli bir yer ki kalbinde saf iyilikten başka hiçbir şey olmayanlar, tüm kötülükleri kendilerinden biliyorlar.
      0fava attım, arada açar okurum. - habuje 13.05.2017 13:42:23 |#3430856
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sistem insanımızı ne kadar sindirmişse artık can havliyle bile kıçı kırık bi sedyeyi düşünüyor önce
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok çok azınlık. ancak hiç kazınmıyor. dün ve bugün olduğu gibi yarın da olacak; bu toprakların ince ruhlulukla organik bir bağı var. "yılandan korkuyorum ben ona bile hasret kaldım."
      0yıkım ekibi mi gelmiş oraya? şaka mı bu? - garabet 03.08.2021 20:50:17 |#4220264