öncelikle bu sözü duyduğumuz
soma maden faciasının şehitlerine allah'tan rahmet diliyorum.
benim için de unutulmaz
kara bir anıdır bu söz.
geçen sene dışarda bir işim vardı. o gün de şansıma sağanak yağış olduğu için abimden arabayı emanet almıştım. işlerimi halletmiş, abimin mesaisinin bitmesini beklemek üzere evin yolunu tutmuştum. o saatlerde yağmur da bardağı bırak, kovadan boşalırcasına yağıyor. her ne kadar abimin de olsa emanet araba diye en sağ şeritten ağır ağır seyrediyorum. yolda bir belediye işçisi dışında tek bir yaya yok. bir yerden bulduğu gazete parçasını başının üstüne koymuş ama nafile, gazete paramparça olmuş, kendine hayrı yok. arabayla yanına gittim, kornaya bastım. geldi kapıyı açtı. "gel abi seni gideceğin yere kadar bırakayım, daha fazla ıslanma" dememle beraber "abi ben zaten ıslanmışım bir de arabanı mahvetmeyeyim" dedi. aklıma başlıktaki söz geldi. benden en az 20 yaş büyük birinin bana abi dediğini ilk defa o zaman gördüm. "koltuk senden değerli mi abi, bin lütfen" diye ısrarlarımla anca ikna edebildim.
kölelik sistemi sanayi devriminden sonra kalktı ama cebinde parası olanların günümüz koşullarında -kendi deyimleriyle-köleleri daha ucuza bulmanın da yolu açıldı. dünya o kadar kirli bir yer ki kalbinde saf iyilikten başka hiçbir şey olmayanlar, tüm kötülükleri kendilerinden biliyorlar.